Matematik becerisi dünyadaki birçok toplum ve eğitim politikaları tarafından ön planda tutulan bir beceridir. Ancak çoğu ebeveyn matematiğin önemini, çocuğu okulda matematik dersi almaya başladığında anlar. Çocuğun matematik dersi iyi ise desteklenerek bir sonraki aşamalara hazırlanması çok zor olmaz. Ancak çocuğun matematik dersi kötü ise çocuk da başarısızlığının farkına varır ve psikolojik olarak da başarısızlığından etkilenir. […]
İyi Bir Matematik Becerisi Kazanmanın Sırrı Nedir?
Matematik becerisi okul öncesi dönemde bazen farkında olarak bazen farkında olmadan kazanılmaya başlanan uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta bilinçli bir matematik eğitimi söz konusu ise farklı okul öncesi yaklaşımlarının farklı eğitim pedagojilerinden yararlanmak mantıklıdır.Ancak matematik bu pedagojilerden herhangi birini evinizde kendiniz uygulamaya çalışırsanız verimli sonuç alamayabilirsiniz.
Örneğin çocuğun Montessori matematik etkinliklerini yapabilmesi için öncesinde günlük yaşam ve duyu etkinliklerini yapmış olması gerekir. Bu yüzden herhangi bir yaklaşımın sadece matematik etkinliklerini çocuğa evde yaptırmak her zaman başarılı sonuç vermediğinden, çocuğun 3-4 yaşlarındayken iyi bir okul öncesi eğitimi kurumuna başlaması daha faydalı olacaktır.
Okul öncesi dönemde bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak matematik eğitimine başlamakta yarar vardır. Örneğin, her 4 yaşındaki çocuktan aynı düzeyde matematiksel becerilere sahip olmasını bekleyemeyiz. Çünkü çocukların yaşadığı çevreleri, günlük aktiviteleri ve aile ile iletişimleri farklılıklar gösterir.
Çocuğunuzun Matematik Becerilerini Nasıl Destekleyebilirsiniz?
Eğer ki erken yaşlarda çocuğunuzu okul öncesi eğitim kurumuna gönderme şansınız yoksa ya da kurum dışında evde de çocuğunuzun matematik becerilerini desteklemek istiyorsanız ilk olarak şu adımları uygulayabilirsiniz:
- Günlük yaşantınızda çocuğunuz yanınızdayken matematiksel kavramlarında içerisinde bulunduğu cümleler kurun. Örneğin buzdolabını açtığınızda “Çok az sütümüz kalmış.”“Aaa ne kadar çok balımız var.” diyebilirsiniz. Ya da kahvaltıyı hazırlarken kendi kendinize “Masaya 3 tane tabak koydum.” diyebilirsiniz. Böylece çocuğunuz matematiksel kavramlara karşı aşinalık kazanır.
- Çocuğunuzun sayı sayma becerisini gözlemleyin. Bu sayı sayma işlemi bir tekerleme söylercesine sadece ritmik olarak mı gerçekleşiyor; yoksa çocuk her bir nesneyi bir sayıyla eşleştirebiliyor mu? Tüm nesneleri çocuk saydıktan sonra, örneğin siz çocuğa“Kaç tane elmamız var?” diye sorduğunuzda çocuk elmaların (nesnelerin) sayısını söyleyebiliyor mu? Sorularına cevap bulun.
- Doğanın bir mucize olduğunun unutmayın. Doğadaki canlıları çocuklarınıza tanıtırken sadece canlının ismini söyleyerek tanıtmayın. Örneğin bir kuzu gördünüz: “Aaa bak! Bu bir kuzu. Kuzunun 4 tane bacağı var. 1 bacak, 2 bacak, 3 bacak ve 4 bacak… Evet, kuzunun tam 4 tane bacağı var. Bu kuzunun tüyleri de var. Hem de ne kadar çok tüyleri var. Kuzunun tüylerine dokunalım mı? Aa aa! Kuzunun tüyleri çok yumuşak! Kuzuya yemek vermek ister misin? Hadi evin önündeki akasya yapraklarını alalım. Kuzu akasya yapraklarını hızlı yiyor. Çok acıkmış olmalı. Kuzunun ağzı nasıl? Büyükmü? Peki, benim ağzım mı daha büyük yoksa kuzunun ağzı mı?” şeklinde sorular eşliğinde ya da kendi kendinize konuşarak çocuğa bir kuzuyu tanıtabilirsiniz. Ama mümkün olduğunca çocuğun anlayabileceği ve kendini geliştirmesine fırsat veren sorular sormaya özen gösterin.
- Çocuğun severek oynadığı oyunlarına katılın ve oyununuzla ilişkilendirebileceğiniz matematiksel kavramların bulunduğu sorular sorun çocuğunuza sohbet eşliğinde.
- Didaktik bir şekilde ya da kağıt üzerinde olan etkinlikler ile çocuğunuza matematik eğitimi verme çabasında asla bulunmayın. Okul öncesi dönemdeki çocuklar somut örneklerle algılamaya eğilimlidir. Çocuk dokunarak, yaparak, yaşayarak öğrenmelidir. Ancak çocuğun, somut etkinliklerle öğrendiği matematik becerilerini bir üst aşamaya taşıması için; onun matematik becerisine uygun seviyedeki kağıt etkinliklerini zaman zaman çocuğa sunabilirsiniz.
- Çocuğunuza her gece bir öykü mutlaka okuyun.
- Evinizde birebir eşleme, sınıflandırma, karşılaştırma ve sıralama etkinlikleri yapabilirsiniz. Bu etkinlikleri yapabilmek için konu hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Bunun için okul öncesi dönemde matematik eğitimi, erken çocuklukta matematik eğitimi gibi isimlere sahip olan kitaplardan bir tane satın alabilirsiniz. Ya da internet üzerinden ulaşabileceğiniz makaleleri okuyabilirsiniz.
Erken Matematik Becerilerine Örnekler
Birebir Eşleme (Bu becerinin 4 yaşa kadar kazanılması gereklidir.)
Bir kümedeki her bir nesneyi diğer kümedeki bir nesne ile eşlemektir. Örneğin; fincan ve fincan tabağının eşlenmesi. Ancak dikkat etmeniz gereken bazı unsurlar vardır:
– Birbiri ile alakalı olan nesneleri eşlemek daha kolaydır. (Vazo ve çiçek eşlemesi gibi.)
– Nesne sayısı azsa nesneleri eşlemek daha kolaydır. (İlk zamanlarda en fazla 5 nesne eşleyin.)
– Her iki nesne grubundaki nesneleri sayısı birbirine eşit ise nesneleri eşlemek daha kolaydır.
– Nesneler eşlenmiş olarak sunulmuşsa, çocuklar için bu nesneleri kontrol etmek daha kolaydır.
İşte bu unsurları göz önünde bulundurarak birebir eşleme çalışmalarına kolay etkinliklerle başlayın ve zamanla zorlaştırın lütfen.
Sınıflandırma
Nesneleri genel niteliklerine göre gruplandırma işlemidir. 4 yaşından itibaren sınıflandırma çalışmalarına başlamak uygundur. Örneğin, karışık halde bulunan farklı renklerdeki kapakları çocuğun renklere göre gruplandırması bir sınıflandırmadır.
Karşılaştırma
İki nesnenin belirlenmiş bir özelliğine odaklanarak aynı ya da farklı olduğunu ifade etme işlemidir. Karşılaştırma yapabilmek için çocuğun kavram bilgisine sahip olması gereklidir. Kavram bilgisi tamlamasını daha açık bir ifade ile söylersek; üzerinde – altında, aşağı – yukarı, ileri – geri, az – çok, yanında – uzağında, düz – pürüzlü gibi daha birçok karşılaştırma kelimesi olduğunu söyleyebiliriz.
Sıralama
Nesneleri ölçülebilen ya da ölçülemeyen özellikleri yönünden dizmeye sıralama denir. Sıralama yapabilmek için karşılaştırma becerisinin kazanılmış olması gerekmektedir. Sıralama başlığı altında örüntü etkinlikleri de yapabilirsiniz.
Örüntü etkinliklerine başlamak için dikkat edilmesi gereken hususlar vardır, bunlar;
– 36 ve 48 ay arasındaki çocukların modele bakarak iki nesneden oluşan örüntüyü devam ettirmesi beklenir. Örneğin; masa üzerine “bir pembe gül yaprağı – bir yeşil yaprak – bir pembe gül yaprağı – bir yeşil yaprak…” diye devam eden ikili örüntü çalışmasını önce bir yetiş, çocuk için örüntü modeli hazırlayarak çocuğun bu çalışmayı yapmasını destekleyebilir.
– 48 ve 60 ay arasındaki çocuklar model olmaksızın ikili örüntü çalışmasını yapabilir.
– 60 ve 72 aylık çocuklar üç nesneden oluşan örüntü çalışması yapabilir. Örneğin; masa üzerine “bir pembe gül yaprağı – bir yeşil yaprak – bir sarı gül yaprağı – bir pembe gül yaprağı – bir yeşil yaprak – bir sarı gül yaprağı…” diye devam ederek, yaprakları üçlü örüntü çalışması şeklinde sıralayabilir.
Özge ÖZKAN