Finlandiya Eğitim Sistemi
Dünya da eğitim sistemlerinin başarısının değerlendirildiği PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) ile elde edilen sonuçlar ile ülkelerin başarı sıralaması belirleniyor. Bu başarı ölçümlerde son yıllarda ki birincisi Finlandiya oluyor.
Uzun yıllar bu listede adı ilk onda dahi anılmayan Finlandiya köklü bir eğitim reformuna imza attı. Bu reform sonucunda da eğitimde ki başarıları ciddi bir ivme kazanmış oldu. Peki neler oluyor bu Finlandiya’da?
1-
Sınıf düzenleri tamamen öğrenci merkezli olarak düzenleniyor. Sınıflar çocukların rahat şekilde derse katılabilecekleri, geniş, sade ama zengin materyalleri olan ortamlar olarak dizayn ediliyor. Bu zengin ortamlarda çocukların kendi oyunlarını kurmaları, kendi keşifleri sonucunda öğrenmeleri destekleniyor. Öğrencilerin koridorlarda çorapla dolaşması. Gelir gelmez montları ve pabuçlarını çıkarıyorlar. Hem dışarıdan kar, çamur taşımıyorlar, hem de daha önemlisi kendilerini evlerinde hissediyorlar.
2-
Çocukların günlük ortalama ders saatleri sadece dört. Bu konuda Fin öğretmenler ayrılan sürenin uzunluğundan çok eğitime ayrılan sürenin nitelikli değerlendirilmesinin vurgusunu yapıyorlar.
3-
Eğitimin ilk 6 yılında kesinlikle başarı değerlendirme testi yapmıyorlar. Böylece çocukların değerini kağıt üzerinde yaptıkları testlere mahkum etmiyorlar. Bunun yerine proje geliştiriyorlar, projelerini arkadaşlarıyla, aileleriyle, çevresinde ki diğer insanlar ile paylaşarak sonuçları üzerine geri dönütler alıyor. Sınavların olmaması çocukları anlamsız bir rekabet ortamına sokmamış oluyor. Çocuklar kendileri ile yarışarak, her zaman bir öncekinden daha iyisini yapmak için uğraşıyorlar.
4-
Finlandiya da öğretmenlik, en az doktorluk, avukatlık kadar saygın bir meslek. Çünkü öğretmenlik için başvuran 20 kişiden ortalama 2 tanesi öğretmenlik eğitimi almak için kabul ediliyor. Bu süreçte öğretmen adaylarına yönelik kağıt üzerinde yapılan testlerden çok daha fazlası yapılıyor.
Fin öğretmenler haftada en az 2 saat hizmet içi eğitim almak zorundalar. Böylece sürekli kendilerini yenilemek, güncel ve ortak amaç doğrultusunda eğitimlerini devam ettirebiliyorlar.
Çocuklar zeka düzeylerine göre ayrılmıyor. Aksine farklı zeka düzeylerinde ki çocukların etkileşimi arttırılmaya çalışılıyor. Bu da Avrupa da ki çocuklar arasında, gelişim düzeyi farklılığı en düşük öğrencilerin Fin öğrenciler olmasını sağlıyor.
6-
Çocuklar küçük de olsa karda kışta bile her gün en az 1 saat dışarı çıkıyorlar, ki kar kış Finlandiya iklimi için sıradan bir durum. Çok sıkı giyiniyorlar ama mutlaka enerjilerini açık havada harcıyorlar. Çocukları doğadan koparmamak onlar için bir erdem adeta. Doğayı doğada keşfediyor.
7-
Tüm eğitim hizmeti gibi öğlen yemekleri de devlet tarafından karşılanıyor. Öğlenleri öğrenci ve öğretmenler aynı yemekhanede yiyorlar. Öğrencilere bu yemeğin, vergiler ile karşılandığı ve israf etmemesi gerektiği vurgulanıyor. Yemekte her çocuk ne kadar yiyeceğine kendi karar veriyor. Öğle yemeğinde süt içmek bize çok yakın gelmese de Finlandiya’da çok yaygın. Okullarda kantin bulunmuyor, koridorlarda su içebilecekleri yerler var.
8-
Servis yok, bisiklet ve yürüme var.Her çocuk evine en yakın okula gittiği için mesafeler çok uzak değil ve servis yok. Çünkü hava erken kararsa da sokaklar çok güvenli ve çocuklar bisikletleriyle gelip gidiyor. Böylece okulda daha fazla kalıp çalışması gerekirse ulaşım sorunu da yaşanmıyor. Çocuklar okula başlamaları ile bisiklet sürme ve trafik kurallarını öğreniyorlar. Hem de erken yaşta sorumluluk almaya başlıyorlar.
Finlandiya da çok basit bir müfredat var. Ağır içerikler kullanarak çocukları zeka düzeylerini ölçmeye çalışmıyorlar. Bunun yeni çok basit düzeyde bir müfredat kullanılıyor. Müfredat kitaplara sıkıştırılmıyor. Belli bir kitapları bulunmuyor. Kitap seçme işi öğretmene bırakılmış olsa da öğretmenler çocukları ders kitaplarıyla boğmaya pek niyetli değil. Müfredatta daha çok STEM eğitimi büyük yer kaplıyor.
Not: STEM eğitimi hakkındaki yazımı okumak faydalı olabilir.
10-
Finlandiya’daki okulların kantinlerinde su, süt ve meyveden başka hiçbir şey yok. Daha doğrusu kantin yerine mutfakları var. Eğtimin her alanında olduğu gibi mutfakta çocukların besin ihtiyacını tüm gün boyunca karşılamaları devlet tarafından karşılanıyor.
“Yani sevgili dostlarım, durum böyle iken böyle. Bu ütopik eğitim sistemi midir, yoksa olması gereken sadece ve nitelikli eğitim sistemi midir bilinmez.”