Gelişen teknoloji bireyler arasında ki ilişkilerde uçurumları arttırmakta. Öyle bir uçurum ki… Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir makalede aile bireylerinin günde ortalama telefona bakma süresi, birbirlerinin yüzüne bakma süresinin tam 4,7 katı olduğunu söylüyor. Korkutucu bir rakam. Bir çocuk anne-babasının yüzüne baktığı süreden 4,7 kat daha fazla telefonuna bakıyor yani.
Bu teknoloji esirliği insanın insan ile arasına girdiği gibi aynı zamanda insanın kitap ile arasına da girdi. Ve metrolar, otobüsleri telefon ekranına bakan tembel beyinlerle doldu. Peki bu esaretten çocuğumuzu nasıl kurtaracağız? Bir kaç tavsiye vermeye çalışacağım;
1- Çocuklar sıkı gözlemcilerdir. Çocuğunuzun kitap okumayı sevmesini istiyorsanız ona örnek olun. Eğer siz kitap okumazsanız ve bütçenizde kitaba yer ayırmazsanız, çocuğunuzun kitap okumasını bekleyemezsiniz.
2- Çocuklar keçi gibi inatçı olabilirler. Çocuğunuzu kitap okumaya zorlarsanız muhtemelen ters tepecektir. Bunun yerine tüm ailenizin kitap okuduğu ortak bir zaman dilimi belirleyin. Çocuğunuz isteksiz de olsa o zaman diliminin kitap okumaya ayrıldığını bilecektir. Bırakın, ıvır zıvır bile olsa canının istediği bir şeyler okusun.
3- Çocuklar harçlık almayı severler. Çocuğunuza verdiğiniz harçlığa minik bir “kitap fonu” ekleyebilirsiniz. Çocuğunuz bu fonu size göre uyduruk bir kitap ya da dergiye harcadı diye de sakın üzülmeyin. Çünkü her şartta onu okumaya teşvik etmiş olacaksınız.
4- Çocuklar muhatap alınmayı severler. Çocuğunuzu bir dergiye üye yapın. Böylece çocuğunuz kendi adına posta almanın ve bir şeyleri sahiplenmenin heyecanını yaşarken okumaktan da keyif alacaktır.
5- Çocuklar keyif çatma bağımlısıdır. Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun ona yüksek sesle kitap okumaktan çekinmeyin. Bunun onu okumaya heveslendirmenin en iyi yollarından biri olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
6- Çocuklar ilgi çekmek isterler. Çocuğunuz size bir şeyler okumak istiyorsa onu sabırla dinleyin.
7- Çocuklar bir yerleri, bir şeyleri kişiselleştirmenin ustasıdır. Çocuğunuzun odasında kitaplarını dilediği gibi yerleştirebileceği minik bir alan ayarlayın. İnanın, o minik alandaki kitaplar maya gibi kabararak çoğalacaktır.
8- Çocuklar ebeveynleriyle özel gezilerden keyif alırlar. Çocuğunuzun elinden tutun ve birlikte bir kütüphaneye gidin. Çocuğunuz ortama ilgisiz görünse bile aldırmayın. Daha sonraki gezilerinizde aralığı sıklaştırarak çocuğunuzla birlikte kütüphaneye uğramaya devam edin ve bu ziyaretleri düzenli hale getirmeye çalışın. Çocuğunuzla birlikte kütüphanecinin gizemli yaşamı hakkında öyküler uydurmayı unutmayın.
9- Çocuklar alış veriş fırsatını kaçırmazlar. Çocuğunuzla birlikte bir kitapçının müdavimi olun. Birlikte kitap seçin, rafların altını üstüne getirin ve kitapçıya yakalanmadan kitapların yerlerini değiştirerek eğlenin.
10- Çocuklar beleşe bayılırlar. Çocuğunuza çok istediği bir çizgi roman, dergi ya da kitap ısmarlayın. Bırakın, okumanın tadını çıkarsın.
11- Çocuklar uğraştıkları şeyden kolayca sıkılabilirler. Çocuğunuz başladığı kitabı bitirmeyip bir kenara bırakıyorsa, aldırmayın. Onu bitirmeye zorlamak işe yaramayacaktır. Hem siz başladığınız her kitabı sonuna kadar okudunuz mu bakalım? (Eğer çocuğunuzun başladığı kitabı bitirmesi gerektiğine inanıyorsanız, onun yarım bıraktığı kitabı siz okuyun, bunu ona gösterin ama asla suçlayıcı bir ifade kullanmayın. Kitap size de sıkıcı gelebilir. Bunu çocuğunuza söyleyin. Muhtemelen hemen başka bir kitaba başlayacaktır.)
12- Çocuklar akıl vermeyi severler. Çocuğunuzdan size kitap tavsiye etmesini isteyin. Onun tavsiyesine uyun ve kitabı okuyun. Sonra kitap hakkında onunla sohbet edebilirsiniz.
13- Çocuklar sahiplenmekten haz duyarlar. Çocuğunuzun adı yazılı bir mühür ya da ona özel tasarlanmış etiketler yaptırın. Kitaplarına mührünü basmaktan ya da etiketlerini yapıştırmaktan büyük keyif alacaktır. Zamanla size ait olan kitaplara da bu mühür basılır ya da etiket yapıştırılırsa, tartışmaya girmeyin ve kaderinize razı olun.