Ana Sayfa Uncategorized Çocukları Hangi Sözcüklerle Sevmeliyiz?

Çocukları Hangi Sözcüklerle Sevmeliyiz?

429
0

Öğretmenlerin ve velilerin çocukları, “Yakışıklı oğlum!” “Güzel kızım!” “Akıllı çocuğum!” diyerek sevdiğini görülüyor. Çocuklar için “akıllı”, “yakışıklı”, “güzel” sıfatlarını kullanmak ne kadar doğru? ARAŞTIRMA
Stanford Üniversitesi’nden Prof. Carol Dweck, iki ayrı gruba kolay problemler veriyor. Çocuklar problemleri çözmeyi başarınca, bir gruba “Sen zeki olmalısın.”, diğer gruba “Sen çok çalışmış olmalısın.”diyor. Sonra iki gruba da zor problemler verip, çözmek isteyip istemediklerini soruyor.

“Zekisin” övgüsünü alan grup, zor soruları çözmek istemezken; “çalışkan” övgüsünü alan grup çözmek istiyor. Acaba zekası övülen çocuklar neden zor soruları çözmek istemiyor?
ZEKİ GÖRÜNME SAVAŞI
Çocuğa “Sen zekisin!” dediğiniz an, çocuk zeki olarak etiketleniyor. Çocuğun başarısı, kabulü ve zamanla da kimliği zeki olmak üzerine kurulu oluyor. Kimliği zeki olmak üzerine kurulduğu zaman da, çocuk birey olarak var olmak için, bu imajını sürekli korumak istiyor. Bunu nasıl yapıyor? Kendisini zeki gösterecek işleri seçerek veya zeki göstermeyecek zor işlerden kaçarak. Çocuk şöyle düşünüyor: “Zor işi denersem ve başarısız olursam, insanlar beni aptal zanneder. Bu durumda da dayanak noktam yıkılır. Kabulüm tehlikeye girer.” Zeki imajını sürdürmek için başka yöntemler de kullanıyor. Örneğin, çalışmıyor. Çalışmazsa ve başarısız olursa, diyor ki: “Tamam. Ben başarısız oldum ama bunun sebebi zeki olmamam değil,çalışmamam. Siz zekamdan şüphe etmeyin!” Bundan dolayı bazı insanlar için “Zeki ama çalışmıyor.” sözünü çok kullanırız.

KONTROL DIŞI KİMLİK
Bu araştırma zeka üzerine ama altında çok güçlü bir felsefe yatıyor. O ne? Bir insan kabulünü ve dolayısıyla kimliğini kontrolü dışındaki özelliklere bağladığı zaman, hassas ve kırılgan bir benlik anlayışı geliştirir. Çünkü bir insan her zaman ve sürekli zekasını gösteren davranışlar sergileyemez. Sürekli endişe ve reddedilme korkusuyla yaşar. Dışa bağımlı bir kişilik oluşturur. Kendi içinde bir “bütünlük” duygusu yaşayamaz.

GÜZELLİK VE YAKIŞIKLILIK

Aynı mantık insanın kontrolü dışında olan “güzellik” ve “yakışıklılık” için de geçerlidir. Bir kız sürekli ve her zaman güzel olamaz. Bir erkek sürekli ve her zaman yakışıklı olamaz. Yaş ilerledikçe güzelliğini kaybetmeye başladığını düşünür ve depresyon belirtileri başlar. Peki, kızınız güzel ve zekiyse, ne olacak?
GÜZELLİĞE DAYALI BENLİK
Çocuğun güzelliği ve zekası, saç rengi gibi doğal bir özelliği olmalıdır ki kimliği ve kabulü güzelliği üzerine kurulu olmasın. Kimliği güzelliği üzerine kurulu olan güzel bir kızla, olmayan güzel bir kızı hemen ayırt edersiniz zaten. Birincisi, güzelliğiyle ilgi bekler, güçlü bir benlik geliştirememiş, ve düşünsel derinliği yoktur. Dış görünüşüne yönelik en küçük eleştiriye tahammül edemez. İkincisinin güçlü bir benliği ve yaşama dair bir duruşu ve anlayışı vardır. Çünkü ailesi onun güzelliğine değil, karakterine vurgu yapmıştır. Kendi değerleri ışığında seçimlerini yapar. Peki o zaman çocukları ne diyerek seveceğiz?

NE DİYECEĞİZ?
“Çalışkan çocuğum.” diyebilirsiniz. Bir çocuk her zaman çalışkan olabilir ve bu seçim onun kontrolündedir. “Dürüst, düşünceli, duyarlı vs ” diyebilirsiniz. Çünkü bir çocuk her zaman dürüst, düşünceli ve duyarlı olabilir. Bu durumlar da onun kontrolündedir. “Canım oğlum” diyebilirsiniz. Bir çocuk sürekli “canınız” olabilir. (“Aslan” veya “güçlü” diyemezsiniz. Bir çocuk her zaman “aslan” ve “güçlü” olamaz.)

GÜÇLÜ BENLİK
Kısacası, çocuğun kimliği zeka ve güzellik gibi kendi kontrolü dışındaki özellikleri üzerine kurulu olursa, tek boyutlu bir kişiliğe sahip olur, kırılgan bir kimlik geliştirir ve dışa bağımlı olur. Bu sebeple karakterli ve güçlü benlikli çocuklar yetiştirmek için, çocuğun kontrolünde olan ve her zaman sürdürebileceği özelliklerine vurgu yapılmalıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz